16 Ekim 2018 Salı

MÜSLÜMANLAR BİR BİRİYLE NEYİN KAVGASINI VERİYORLAR



Müslümanlar arasındaki tefrikanın en belli  başlı sebeplerinden birisi de peygamber tasavvurundaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Nedir bu farklılık? Bunlardın sonuçları neticesinde nasıl bir din anlayışı ortaya çıkıyor? diye bakacak olursak;
MÜSLÜMANLARIN BİR KISMI NIN PEYGAMBER ALGISI; Resul Allah’tan aldığı  emirleri insanlığa tebliğ ettiği gibi  aklını, öngörüsünü, şartları dikkate alarak, hiçbir şeyi şansa bırakmadan tam bir sanatkar ustalığı ile kitabın maksadına uygun işleyip hayata uygulayıp sosyalleştirmiştir. Kuran ile övülen örnekliğine bakıldığında, mesajların nasıl yapıldığından ziyade niçin yapıldığına yönelik, maksadın ön planda tutulduğu görülür. O’nun ahlakı, maksada verdiği önem daima fiillerini nasıl yaptığının önündedir.  Tabiri caiz ise, O, Kuran’ın insana dönmüş halidir. Sünneti ise; Allah’ın yapınız dediği emirlerin; akıllıca, en nazik, güzel ve insana yakışır biçimde yerine getirilmesindeki sanatkârlığıdır. Kırmadan, dökmeden, üzmeden, bağırıp çağırmadan, bu emirleri uygulamadaki sanatı…Onun örnekliğidir. Mesela O komşusu açken sofrasına oturmamıştır.  Çocukların gönlünü daima hoş tutmuştur. Kimseye bağırıp çağırmamıştır. Kimsenin fiziki yapısı ahlakı ile alay etmemiş, yakınlarını da bu konuda uyarmıştır. Uyguladığı  fiillerine yönelikte güzel veciz sözler söylemiştir. Bir örnek verilmesi gerekirse “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözüne bakacak olursak, bu duruma muhatap olan bir Müslüman elbet kafir olmaz. Ancak nebinin konuyu işlemekteki zarifliği inceliği nezaketinin ifadeye dönüş biçimi, insanları hayra teşviki, yani onun üslubu onun örnekliği ve sünnetini oluşturmaktadır. İfade edilen söz insana insanlığa bir fayda içeriklidir. Kuran’a uygundur. Kullanılış biçimi harikadır.
 MÜSLÜMANALARIN ÇOĞUNLUĞUNUN  PEYGAMBER  VE SÜNNETİ ANLAŞILMA BİÇİMİ  İSE;  peygamber  iki tür vahiy almaktadır. Birincisi Kuran’dır.  Burada Allah ın emirleri sınırlı ve anlaşılmaz şekilde  yer almaktadır. İkinci vahiy gizli gelmektedir. Doğrudan kalbine inmektedir. Buna gayri metlüv denmektedir. Bu vahiy  Kuran’da  eksik olanları tamamlar. Ayrıca  Kuran’daki hükümlerin nasıl yapılacağının tarifi ile birlikte Allah ın Kuran’da belirtmediği diğer hükümlerin  neler olduğu ve bunların da nasıl yapılacağına yönelik bir açıklamadır!. Biraz daha açıklamak gerekirse
Ortada melekleştirilmiş tabiri caiz ise robot bir peygamber var. O Sadece kendisine gelen iki tür vahyin birini insanlara tebliğini sağlıyor. Diğer vahiy ile de, birinci vahyin Allah tarafından nasıl açıklandığının insanlara anlatımı ve oradaki hükümlerin neler olduğunun açıklanma görevini  yapıyor!. İhtiyaç duyduğu alanlarda da Cebrail’den yardım alarak emirleri şekillendiriyor! İnsan olarak kendisinin ortaya koyduğu hiçbir şey yok. Zira O’nun özgün iradesine bırakılan hiçbir şey yok. O adeta melek! Bu algıyı güçlendirme adına bu konu ile alakası olmayan  necm 3 deki ayeti delil gösterilmesi ümmet arasında geleneğin din haline gelmesini büyük oranla sağlamış bulunmaktadır!. Oysa vahyin resule geldiği dönemde, Mekkeliler gibi sıradan bir hayat yaşayan Allah resulü bir gün halkın karşısında çıkarak kendisine vahiy geldiğini ilân etmesi üzerine, buna karşılık Mekkeliler de onun delirdiğini, cinlendiğini, sapıttığını ileri sürmüşlerdir. Mekkeliler bununla da kalmamış, Muhammed (as)’in vahiy ile aldığını söylediği sözleri kendisinin uydurduğunu, bunu da kendi hevasına, kuruntularına ve çıkar beklentilerine kapılarak yaptığını iddia etmelerine karşın, yüce Rab’bın vahiy ile topluma seslenişidir. Bu ayetlerin geliş sebebi.. Ayetin söylediği de Necm “(1-4) “Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı, azmadı. O, arzusuna göre de konuşmuyor. Bildirdikleri, kendisine vahyolunan bir vahiyden ibarettir” Başka bir olayda bir savaş sonrası ganimet dağıtımında resulün uygulamasına itiraz edenlere karşı yüce  Rab haşır 7 de  “ peygamber size neyi verdiyse onu  alın” diye seslenmiştir. Bu  ayetleri  konumundan kopartıp Allah resulünün gündelik hayatında her bir sözünün her bir hareketinin vahiy olduğuna delil teşkil ettirilmesi peygamber algısında büyük bir uçurum oluşturmuştur! Din içinde yeni dinlerin fırkaların  yerleşmesine neden olmuştur! Bunun gündelik hayatta ve peygamber anlaşılma bicimi;
 O’nun konuştuğu her bir şey ile yaptığı her bir şey vahye bağlı!  Böyle bir peygamber algısı topluma yerleştirilince Onun yemek yeme şekli, tuvalet yapma şekli, yatıp uyuma şekli, giyinmesi, nefes alıp vermesi, kısaca yaptığı her bir şey atlamaksızın atılmaksızın  vahiy ürünü olduğundan din sayılmaktadır. Resulün bütün davranış ve sözleri  Kuran’da geçmiş olsaydı farz sayılacaktı. Ancak yapması ve konuşması  gayri metlüv vahiyde belirtildiği için bütün fiillerinin şekli sünnettir!! 
Dikkat edilirse anlayışın ürettiği sünnette insana ve insanlığa katma değer üretmeye yönelik pek bir şey görmek mümkün değildir. Doğrudan arap geleneğinin yaşanmasını bile bir vahye bağlanmış olmasını!!! Sarıklı kılınan bir namazın aşırı övülmesi!  Bundan elde edilen sevap bile cennetin  kazanıla bileceği imalarının verilmesi! Vs. Bu  bakış tarzının oluşmasında   dinin  değil Arap geleneğinin baskınlığı görülür!
 Bu anlayışta, Muhammed Allah'ın nurundan ilk yaratılandır. Allahın sevgilisidir! Kainat ondan ve onun için yaratılmıştır. Doğar doğmaz ümmeti için secdeye kapanmıştır! Sünnetli doğmuş, o gece alem nura gark olmuş, putlar yere düşmüş, ateşpereslerin ateşi sönmüştür! Başının üstünden beyaz bir bulut gittiği yerde onu takip eder, Safi nur olduğundan gölgesi yere düşmemiştir!. Hiç ihtilam olmamış, vücuduna pire sinek vs. gibi haşerat konmamıştır. Kakası dahil geçtiği mekan günlerce misk-ü amber gibi kokar, kakasını toprak hemen yutardı! Onun sümüğü, idrarı ve dışkısı dahi şeriftir. Önüne çıkan zorlukları mucizelerle aşar, isterse ayı ikiye böler, güneşi batışını engeller, parmaklarından su akıtır. Bir bardak süt ile bir orduyu doyurur. Namazda önünü geçen çocuğa beddua ederek  felç olmasını sağlar. Sol elini kullanan bir  adama sağını kullanmasını söyler. Adam kullanamadığını söylemesi üzerine,  kötürüm ol der! Adam sol yanını bir daha kullanamaz!. Bir gecede bütün hanımlarıyla beraber olmuştur!  Otuz kırk erkekten seksi yönden  daha güçlüdür. O ölmemiş olduğundan halen hanımlarıyla cinsel ilişkiye girer.(herhalde hanımları da ölmemiştir1) Dokuz yaşında kız çocukları ile evlenmekte beis görmez! Allah’ın azap yapmak istediklerini şefaat ederek kurtarır!.  Allah namazı 50 rekat farz kılar, o beşe in dittirir! Dolayısı ile Allah tan daha şefkatli bir görünüme sokulur!.  Haşa O Allah değil, ama O'ndan başka da değildir. İşte müşrik inancının ürettiği PEYGAMBER!
Bunlar bizim sahih adı ile dinde kaynak olarak gördüğümüz rivayetin getirdiği anlayıştır! Toplumun dinini şekillendiren kaynaklarımız!...
 Kuran Resul için insan demesine rağmen böylesi bir insan olabilir mi? Bu güç ve kudretteki bir insan bu hayata nasıl örneklik teşkil edecek?..!
Allah Allah…! Bu nasıl bir din yarabbi…. Acaba diyorum Allah resulü öncesi cahiliye dönemine mi döndük! Atalar dininin yeni bir tezahürünü mü yaşıyoruz. Kuran’a bakıyorsunuz hiç böyle bir şey söylemiyor. Eğer modern dönemin cahiliye kafasını yaşamıyorsak, pekiyi bunlar nerden çıkıyor!..?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder