Müslümanlar arasındaki tefrikanın en
belli başlı sebeplerinden birisi de
peygamber tasavvurundaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Nedir bu farklılık?
Bunlardın sonuçları neticesinde nasıl bir din anlayışı ortaya çıkıyor? diye
bakacak olursak;
MÜSLÜMANLARIN BİR KISMI NIN
PEYGAMBER ALGISI; Resul Allah’tan aldığı
emirleri insanlığa tebliğ ettiği gibi
aklını, öngörüsünü, şartları dikkate alarak, hiçbir şeyi şansa
bırakmadan tam bir sanatkar ustalığı ile kitabın maksadına uygun işleyip hayata
uygulayıp sosyalleştirmiştir. Kuran ile övülen örnekliğine bakıldığında,
mesajların nasıl yapıldığından ziyade niçin yapıldığına yönelik, maksadın ön
planda tutulduğu görülür. O’nun ahlakı, maksada verdiği önem daima fiillerini
nasıl yaptığının önündedir. Tabiri caiz
ise, O, Kuran’ın insana dönmüş halidir. Sünneti ise; Allah’ın yapınız dediği
emirlerin; akıllıca, en nazik, güzel ve insana yakışır biçimde yerine
getirilmesindeki sanatkârlığıdır. Kırmadan, dökmeden, üzmeden, bağırıp
çağırmadan, bu emirleri uygulamadaki sanatı…Onun örnekliğidir. Mesela O komşusu
açken sofrasına oturmamıştır. Çocukların
gönlünü daima hoş tutmuştur. Kimseye bağırıp çağırmamıştır. Kimsenin fiziki
yapısı ahlakı ile alay etmemiş, yakınlarını da bu konuda uyarmıştır. Uyguladığı fiillerine yönelikte güzel veciz sözler
söylemiştir. Bir örnek verilmesi gerekirse “Komşusu açken tok yatan bizden
değildir” sözüne bakacak olursak, bu duruma muhatap olan bir Müslüman elbet
kafir olmaz. Ancak nebinin konuyu işlemekteki zarifliği inceliği nezaketinin
ifadeye dönüş biçimi, insanları hayra teşviki, yani onun üslubu onun örnekliği
ve sünnetini oluşturmaktadır. İfade edilen söz insana insanlığa bir fayda
içeriklidir. Kuran’a uygundur. Kullanılış biçimi harikadır.
MÜSLÜMANALARIN ÇOĞUNLUĞUNUN PEYGAMBER
VE SÜNNETİ ANLAŞILMA BİÇİMİ İSE; peygamber
iki tür vahiy almaktadır. Birincisi Kuran’dır. Burada Allah ın emirleri sınırlı ve
anlaşılmaz şekilde yer almaktadır.
İkinci vahiy gizli gelmektedir. Doğrudan kalbine inmektedir. Buna gayri metlüv
denmektedir. Bu vahiy Kuran’da eksik olanları tamamlar. Ayrıca Kuran’daki hükümlerin nasıl yapılacağının
tarifi ile birlikte Allah ın Kuran’da belirtmediği diğer hükümlerin neler olduğu ve bunların da nasıl
yapılacağına yönelik bir açıklamadır!. Biraz daha açıklamak gerekirse
Ortada melekleştirilmiş tabiri caiz
ise robot bir peygamber var. O Sadece kendisine gelen iki tür vahyin birini
insanlara tebliğini sağlıyor. Diğer vahiy ile de, birinci vahyin Allah
tarafından nasıl açıklandığının insanlara anlatımı ve oradaki hükümlerin neler
olduğunun açıklanma görevini yapıyor!.
İhtiyaç duyduğu alanlarda da Cebrail’den yardım alarak emirleri
şekillendiriyor! İnsan olarak kendisinin ortaya koyduğu hiçbir şey yok. Zira
O’nun özgün iradesine bırakılan hiçbir şey yok. O adeta melek! Bu algıyı
güçlendirme adına bu konu ile alakası olmayan
necm 3 deki ayeti delil gösterilmesi ümmet arasında geleneğin din haline
gelmesini büyük oranla sağlamış bulunmaktadır!. Oysa vahyin resule geldiği
dönemde, Mekkeliler gibi sıradan bir hayat yaşayan Allah resulü bir gün halkın
karşısında çıkarak kendisine vahiy geldiğini ilân etmesi üzerine, buna karşılık
Mekkeliler de onun delirdiğini, cinlendiğini, sapıttığını ileri sürmüşlerdir.
Mekkeliler bununla da kalmamış, Muhammed (as)’in vahiy ile aldığını söylediği
sözleri kendisinin uydurduğunu, bunu da kendi hevasına, kuruntularına ve çıkar
beklentilerine kapılarak yaptığını iddia etmelerine karşın, yüce Rab’bın vahiy
ile topluma seslenişidir. Bu ayetlerin geliş sebebi.. Ayetin söylediği de Necm
“(1-4) “Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı,
azmadı. O, arzusuna göre de konuşmuyor. Bildirdikleri, kendisine vahyolunan bir
vahiyden ibarettir” Başka bir olayda bir savaş sonrası ganimet dağıtımında
resulün uygulamasına itiraz edenlere karşı yüce
Rab haşır 7 de “ peygamber size
neyi verdiyse onu alın” diye
seslenmiştir. Bu ayetleri konumundan kopartıp Allah resulünün gündelik
hayatında her bir sözünün her bir hareketinin vahiy olduğuna delil teşkil
ettirilmesi peygamber algısında büyük bir uçurum oluşturmuştur! Din içinde yeni
dinlerin fırkaların yerleşmesine neden
olmuştur! Bunun gündelik hayatta ve peygamber anlaşılma bicimi;
O’nun konuştuğu her bir şey ile yaptığı her
bir şey vahye bağlı! Böyle bir peygamber
algısı topluma yerleştirilince Onun yemek yeme şekli, tuvalet yapma şekli,
yatıp uyuma şekli, giyinmesi, nefes alıp vermesi, kısaca yaptığı her bir şey
atlamaksızın atılmaksızın vahiy ürünü
olduğundan din sayılmaktadır. Resulün bütün davranış ve sözleri Kuran’da geçmiş olsaydı farz sayılacaktı.
Ancak yapması ve konuşması gayri metlüv
vahiyde belirtildiği için bütün fiillerinin şekli sünnettir!!
Dikkat edilirse anlayışın ürettiği
sünnette insana ve insanlığa katma değer üretmeye yönelik pek bir şey görmek
mümkün değildir. Doğrudan arap geleneğinin yaşanmasını bile bir vahye bağlanmış
olmasını!!! Sarıklı kılınan bir namazın aşırı övülmesi! Bundan elde edilen sevap bile cennetin kazanıla bileceği imalarının verilmesi! Vs.
Bu bakış tarzının oluşmasında dinin
değil Arap geleneğinin baskınlığı görülür!
Bu anlayışta, Muhammed Allah'ın nurundan ilk
yaratılandır. Allahın sevgilisidir! Kainat ondan ve onun için yaratılmıştır.
Doğar doğmaz ümmeti için secdeye kapanmıştır! Sünnetli doğmuş, o gece alem nura
gark olmuş, putlar yere düşmüş, ateşpereslerin ateşi sönmüştür! Başının üstünden
beyaz bir bulut gittiği yerde onu takip eder, Safi nur olduğundan gölgesi yere
düşmemiştir!. Hiç ihtilam olmamış, vücuduna pire sinek vs. gibi haşerat
konmamıştır. Kakası dahil geçtiği mekan günlerce misk-ü amber gibi kokar,
kakasını toprak hemen yutardı! Onun sümüğü, idrarı ve dışkısı dahi şeriftir.
Önüne çıkan zorlukları mucizelerle aşar, isterse ayı ikiye böler, güneşi
batışını engeller, parmaklarından su akıtır. Bir bardak süt ile bir orduyu
doyurur. Namazda önünü geçen çocuğa beddua ederek felç olmasını sağlar. Sol elini kullanan
bir adama sağını kullanmasını söyler.
Adam kullanamadığını söylemesi üzerine,
kötürüm ol der! Adam sol yanını bir daha kullanamaz!. Bir gecede bütün
hanımlarıyla beraber olmuştur! Otuz kırk
erkekten seksi yönden daha güçlüdür. O
ölmemiş olduğundan halen hanımlarıyla cinsel ilişkiye girer.(herhalde hanımları
da ölmemiştir1) Dokuz yaşında kız çocukları ile evlenmekte beis görmez!
Allah’ın azap yapmak istediklerini şefaat ederek kurtarır!. Allah namazı 50 rekat farz kılar, o beşe in
dittirir! Dolayısı ile Allah tan daha şefkatli bir görünüme sokulur!. Haşa O Allah değil, ama O'ndan başka da
değildir. İşte müşrik inancının ürettiği PEYGAMBER!
Bunlar bizim sahih adı ile dinde
kaynak olarak gördüğümüz rivayetin getirdiği anlayıştır! Toplumun dinini
şekillendiren kaynaklarımız!...
Kuran Resul için insan demesine rağmen böylesi
bir insan olabilir mi? Bu güç ve kudretteki bir insan bu hayata nasıl örneklik
teşkil edecek?..!
Allah Allah…! Bu nasıl bir din
yarabbi…. Acaba diyorum Allah resulü öncesi cahiliye dönemine mi döndük! Atalar
dininin yeni bir tezahürünü mü yaşıyoruz. Kuran’a bakıyorsunuz hiç böyle bir
şey söylemiyor. Eğer modern dönemin cahiliye kafasını yaşamıyorsak, pekiyi
bunlar nerden çıkıyor!..?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder